05.01.2017

Beşiktaş tersanesi tamirde dünyayla rekabete hazır

Beşiktaş tersanesi tamirde dünyayla rekabete hazır

Son yıllarda Türk gemi tamir ve bakım sektörü gösterdiği gelişimle birlikte başta Avrupalı firmalar olmak üzere tüm dünyadan yoğun talep görmeye başladı. Türk tamir tersanelerinin teknik anlamda gösterdiği kabiliyet ve beceri, Türkiye’nin Avrupa ve Orta Doğu’ya yakınlığıyla birleşince; 2008 yılında başlayan krizde Türk tersaneleri tamir işleriyle ayakta kalmayı başardılar. Ancak bu alanda gösterdikleri başarılar sayesinde, bazı Türk tersaneleri bu alanda tüm dünyada adından bahsettirmeyi başardı. Birtakım bürokratik engeller ortadan kalktığı takdirde, Türk tersaneleri bu alandaki rekabetçiliğini artırarak Türk ekonomisine daha da fazla katkı sağlayacak duruma gelebilir.

Bu gelişimin öncülerinden olan Beşiktaş Tersanesi’nin tamir ekibiyle bu ay özel bir röportaj gerçekleştirdik. Beşiktaş Tersanesi Tamir Bölüm Müdürü Kaptan Doğan Akpala, Pazarlama Müdürü Gündem Gümüşkaynak ve Gemi Mühendisi Tağmaç Gürev tersanenin tamir alanında geldiği durumla ve 2016 yılı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

“Yeni havuzumuz bizi dünya tersanesi yapacak”

Kaptan Doğan Akpala 2016 yılının Beşiktaş Tersanesi için önemli bir yıl olduğunu ifade ederek “Bu yıl ekim ayı sonuna kadar 2 havuzla çalıştık. Bize teknik ve kapasite anlamında önemli bir ivme kazandıracak olan 3. havuzumuz yeni devreye aldık” diyerek her tip gemiye tamir hizmeti verecek düzeye geldiklerini vurguladı.

“2016 yılının büyük kısmında 2 havuzla 120 projeye imza attık. Geçtiğimiz ay devreye aldığımız 382×66 metrelik 3. havuzumuz daha büyük boyutlu gemilere hizmet vermemizi sağlayacak. Şu an kruvaziyer hariç her tip gemiyi tamir ediyoruz. Önemli olan kaç adet gemi yapıldığı değil, getirisi yüksek gemi tamiri işleri alabilmek. Bizim bu yıl 120 gemi tamiriyle yaptığımız ciro önceki yıllarda 150-160 gemi ile yaptığımız cirodan yüksek.

Bizi dünya tersanesi haline getirecek yeni havuzla birlikte, özellikle LNG gemi tamir piyasasından pay alabilecek duruma geldik. LNG gemi tamiri önemli emniyet standartları getirdiği için sadece havuz değil, teknik altyapıyla birlikte tüm çalışanlarımızın vizyonunu değiştirmek gerekiyor. Bu tip yüksek getirili işlerde başarılı olmak için Türkiye’deki emniyet anlayışının değişmesi gerekiyor. Ayrıca bu konuda ciddi bir ara eleman açığı bulunuyor. Maalesef, kamuoyunun tersaneler hakknıdaki kötü algısından dolayı çalıştırdığınız ve eğitim verdiğiniz işçiyi, burada uzun süre tutmak mümkün olmuyor.

Biz bu yıl 8500 kişiye eğitim verdik, çalışan sayımız 2000 civarında ancak, 6000 kişi bu tersanede eğitim almış ve gitmiş. Biz bu verdiğimiz eğitimi 8500 değil de 4000 kişiye versek, iş kazalarının çoğu engellenebilir. Biz eğitim verdiğimiz kişiyi belli bir süre sonra daha yukarıya taşımak istiyoruz ancak beli bir süre çalıştıktan sonra farklı sektörlere yöneliyorlar. Yeni gelen elemana tekrar sıfırdan eğitim verip yetiştirmek hem zaman hem de maliyet açısından büyük kayıp. Ancak bunun değişebilmesi için devlet olarak adım atmak gerekiyor, sadece bizim çabamızla olabilecek bir şey değil.

Zaten devlet bize ihtiyacımız olan desteği verse Türk tersanelerinin bulunduğu coğrafyada rakibi yok. Çünkü fiyat, hız ve süre açısından rakiplerimizden çok üstünüz. Ancak kârlılık oranımız çok düşük. Türkiye’de yılda 600-700 gemi tamir ediliyor ancak İspanya’da inşa edilen 10 geminin tersaneye sağladığı getiri çok daha yüksek olabiliyor. Bizim de ülke olarak o seviyelere gelebilmemiz için tersaneciliğe bakışı değiştirmemiz gerekiyor.”

“2017 daha iyi bir yıl olacak”

Beşiktaş Tersanesi Tamir Bölümü Pazarlama Müdürü Gündem Gümüşkaynak, İdare’nin tersanelerin kira süreleri ve kira miktarlarıyla ilgili yaptığı düzenlemenin sektöre katkı sağlayacağını belirtirken “Özellikle tamir için Çanakkale Boğazı’ndan geçen gemilerden talep edilen yüksek ücretlerden dolayı, alabileceğimiz bazı işleri kaçırabiliyoruz. Tamir için gelen gemilerin geçişlerinde sağlanacak indirim, tamir tersanelerinin ülke ekonomisine daha fazla vermesini sağlayabilir” dedi.

“Türkiye’de gemi inşa ve tamir sektörü ne yazık ki, öncelikli teşvik edilen sektörler arasında değil. Bu sebeple maliyetlerimiz oldukça yüksek. Bazı firmalar Çanakkale Boğazı geçişinde oluşan yüksek maliyetlerden çekindikleri için gemilerini buraya getirmiyorlar. Burada yapılacak indirim, daha önce Türkiye’de yapılamayan işlerin yapılabilmesi anlamına gelecek. Ayrıca eğitim konusunda da devlet tersaneleri desteklemeli. Çalışanlarımıza eğitim aldırıyoruz, sonra bir mevzuat değişiyor, tüm çalışanlar için yeni bir belge isteniyor. Bir anda 1500 çalışana operatör belgesi alınması gerekiyor. Bu tip beklenmedik, zaman alan ve tersanelere ekstra maliyet getiren düzenlemeler işlerimizi zorlaştırıyor.

Biz krizde kurulmuş olan bir tersane olarak her duruma hazırlıklıyız ancak 2017 yılında şubat ayından sonra piyasada bir iyileşme bekliyoruz. 2017 yılının Balast Suyu Konvansiyonu’nun da yürürlüğe girmesiyle, tersaneler için daha iyi bir olmasını bekliyoruz. Ancak Balast Suyu Arıtma Sistemleri daha önce piyasada olumlu bir etki yarattı, bu sebeple 2017’de beklenen kadar bir etki yaratmayacak ancak erken havuza alınacak gemiler dolayısıyla küçük bir etki olabilir. Bizim açımızdan yeni havuzumuzla birlikte daha büyük projeleri yapabileceğiz. Beşiktaş Tersanesi dünya tersanesi olmak ve LNG gemileri, petrol kuleleri tamiri gibi pazarlardan pay alabilmek için hem teknik altyapıya hem de çalışanlara olan yatırımlarına devam edecek.”